Yoksa Siz Hala Gustolulaştıramadıklarımızdan Mısınız?

Ekran AlıntısıBelki görmüşsünüzdür, geçen gün Serdar Kuzuloğlu Instagram hesabından  bir fotoğraf paylaştı. Fotoğrafın mekanı Berlin’de bir otelin restoranı. Yaşça büyük sayılabilecek iki hanımefendi, sabahın çok erken saati olmasına rağmen duşlarını almış, saçlarını fönletmiş, şık giyinmiş bir şekilde kahvaltılarını ediyor. Belki buraya kadar her şey normal. Onları bu Instagram paylaşımına konu eden ise kahvaltı masalarına serpiştirdikleri gül yaprakları ve sonradan eklettikleri mum! Masa örtüsü yeterli gelmemiş olacak ki, kahvaltılarını daha da şıklaştırmak adına bunu tercih etmişler.

Aman canım para pul bende olsa ben de aynı şeylerle uğraşırdım ne var ki diyecek olanlara da, restorandaki hemen hemen herkesin aşağı yukarı aynı gelir düzeyine sahip olduğunu söylüyor Kuzuloğlu. Ama kimsenin masası o kadar renkli değil. En sonunda da olayın yaşama duyulan sevgi ve saygı ile alakası olduğunu, bazılarının yaşadığını bazılarının da yalnızca hayatta kaldığını söyleyerek herkese ‘gusto’lu bir yaşam diliyor. Bknz ‘gusto’: İtalyanca bir kelime olup anlamı lezzet ve tat alma duyusu olarak geçiyor sözlüklerde. Aslında Latince kökenli bir sözcük, gustus’tan türemiş, anlamı da tat.

O günden beri düşünüyorum ben de. Aslında olay tamamen şarkıda da dendiği gibi, ne dediğinde değil nasıl dediğinde. Yani biraz gusto sahibi olmakta; kendi kendinize kurduğunuz ve beslediğiniz estetik kültürünüzle alakalı.

Bu her zaman böyledir.

Alt tarafı bir makarna yaparsınız, üzerine azıcık sos eklediniz mi lezzeti artar. Sonuçta o hala bir makarnadır.

Balkonunuza saksılarla çiçekler koyarsınız, bir anda renklenir minik de olsa bir bahçeye dönüşür. Sonuçta o hala bir balkondur.Ekran Alıntısı

Arkadaşınıza bir hediye alırsınız. Paketin içine de iki satır not yazarsınız, hediye daha özel olur. Sonuçta o hala bir hediyedir.

Bir kitabınız vardır. Kitabın ilk sayfasına adınızı ve kitabı okuduğunuz tarihi atarsınız, yıllar sonra gördüğünüzde geçen zamana şaşırırsınız. Sonuçta o hala bir kitaptır.

Bir gün bir marka gelir, bardağınızın üzerine isminizi yazarak içeceğinizi satar. Çay içmeden gözünü açamayan insanların ülkesinde bile kahvaltı içeceği alışkanlığını değiştirir. Sonuçta o hala bir kahvedir.

91c33204-d076-45f5-8037-ace01eb3146dBir akşam yemeğinizde masanızdaki kaktüs size o kadar güzel sunulur ki masada kaktüs ne alaka diye düşünmek bile aklınıza gelmez. Ama sonuçta masada duran gül yaprakları değil hala bir kaktüstür.

En keyif alıp en mutlu olduğumuz şeyler genellikle en özen gösterdiğimiz ya da özen gösterildiğini hissettiğimiz şeyler arasından çıkar. Kıymetli olmanın ya da hissetmenin maddi imkanlarla çok da alakası yoktur. Ruhunuz zenginleştikçe, hissettikleriniz zenginleşir.

Gusto, ruhunuzun parasıdır. Ne kadar çoksa, o kadar zenginsiniz.

Üstelik bildiğimiz paranın tersine, gustoyu harcadıkça daha çok kazanırsınız.

Manen!

 

 

Leave a comment