Dilek Dilemede 5N1K Meselesi

Düşünmeden ağızdan çıkan bir istek.

Öylesine akıldan geçen bir düşünce.

Farkında bile olmadan yapılan küçük bir mimik.

Bilsek ki aslında hepsi birer davetiye… Bize gelmek için zamanını bekliyor.

Yine aynı şekilde diler miydik? Ya da biraz daha detay verir miydik?

İsteği detaylandırmayı tercih edersek peki? Hayal olmaktan çıkıp biraz daha katı bir duyguya, bir projeye dönüşmez mi o dilek?

Yıllardır bu meseleyi bir açıklığa kavuşturamadık. İçinden çıkılacak gibi de durmuyor.

En güzeli anda kalıp akışına bırakmak olsa gerek… Mesela…?

Ekran Alıntısı

Elinde fotoğraf makinen, rengarenk bir kelebeğin en güzel pozunu çekmek için en güzel anı kollarsın. O nereye sen oraya peşinden koşar durursun. Bir dursa da şahane bir kare yakalasam dersin.

Sonra ne olur? Dileğin gerçekleşir. Kelebek durur. Durur da nerede durur?

Senin fotoğraf makinenin üzerinde…

O şahane pozu yakalamak hayal olmuştur artık.

Peki mutsuz olur musun? Hayır.

Neden?

Çünkü muhtemelen, başka bir yerde dursa fotoğrafını çekme peşine düşüp o güzelliği keyifle izleme fırsatın olmayacaktı. Dileğinin yarı yarıya gerçekleşmiş olması, seni asıl istediğinden kopardı ama seni daha mutlu etti.

İstekler, hayaller, peşinden koşulanlar, gerçekleşenler, gerçekleşmeyenler, hayal kıranlar ya da umut verenler… Hepsi eninde sonunda gerçekleşecek, bazısı mutlu edecek, bazısı da burnunu sürte sürte öğretecek.

Dileğini söyledikten sonra kendini akışa bırakmak en doğrusu galiba. Neyin daha çok mutluluk getireceğini yaşamadan bilemezsin.

Biz bu kadar kişisel gelişim, evren, secret mecret derken eskiler bu işi en kısa ve kesin yoldan çözmüşler her zamanki gibi:

Her işte bir hayır vardır!

 

 

 

Leave a comment